İspanya’da Yargıtay, Katalonya bölgesinde bağımsızlık yanlısı girişimler sonrasında 30 Mayıs’ta Mecliste kabul edilerek yürürlüğe giren genel af yasasından ayrılıkçı Katalan siyasi liderlerin yararlanmasını engelledi.
Mahkeme, af yasasının “kamu parasını kötüye kullanma” suçunu kapsamadığına kanaat getirdi.
Bu kararla, Ekim 2017’de Belçika’ya kaçan eski Katalonya Özerk Hükümet Başkanı Carles Puigdemont hakkındaki ulusal arama ve yakalama emri devam etti.
Katalonya’da 12 Mayıs’ta yapılan yerel parlamento seçimlerinde lideri olduğu Katalonya İçin Birlik (Junts) partisinden seçilen ve yeterli çoğunluğu olmasa da Katalonya Özerk Hükümet Başkanlığına bir kez daha aday olan Puigdemont, İspanya’ya giriş yapması halinde tutuklanacak.
Yargıtay ayrıca, eski Katalonya Özerk Hükümet üyeleri Toni Comin ve Lluis Puig hakkındaki ulusal arama ve tutuklama emirlerini de devam ettirirken, mevcut durumda serbest ancak siyasi yasaklı olan Oriol Junqueras, Raul Romeva, Jordi Turull ve Dolors Bassa’nın da 2030 yılına kadar geçerli olan kamu görevlerinden men cezalarını af yasasının dışında bıraktı.
Mahkeme, “devlete itaatsizlik” suçunun çıkarılan affa dahil olup olmadığını ise Avrupa Adalet Divanına soracağını açıkladı.
Puigdemont, kararla ilgili X hesabından yaptığı ilk değerlendirmede, Yargıtay hakimlerini “hukukun üstünlüğünü yıkmak için kendi pozisyonundan siyaset yapmakla” suçladı.
İspanya’da bölünme, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve eşitlik tartışmalarına yol açan “Katalonya’da Kurumsal, Siyasi ve Sosyal Normalleşmeye Yönelik Af Yasası” adlı tasarı, Meclis ve Senatoda yaklaşık 5 ay süren sert tartışmaların ardından 30 Mayıs’ta nihai olarak Meclisten onay almıştı.
Yasayla, 6,5 yıldır İspanyol yargısından kaçan eski Katalonya Özerk Hükümet Başkanı ve Junts lideri Carles Puigdemont’un da aralarında bulunduğu 372 siyasetçi ve sivil toplum kuruluşu (STK) liderinin affedilmesi bekleniyordu.
Ancak Yargıtay, bu affı ayrılıkçı Katalan siyasi liderler için geçersiz kıldı.
Puigdemont ve diğer Katalan siyasetçilerin, Anayasa Mahkemesine itiraz hakları bulunuyor.
Katalonya’daki bağımsızlık yanlısı girişimlerin süreci
Katalonya’da bağımsızlık yanlısı siyasi girişimler 2012’de başlamış ve dönemin Katalonya Özerk Hükümet Başkanı Artur Mas’ın öncülüğünde 9 Kasım 2014’te yasa dışı ilk bağımsızlık yanlısı halk oylaması yapılmıştı.
Ardından Ocak 2016-Ekim 2017 döneminde Katalonya Özerk Hükümet Başkanı olarak görev yapan, halihazırda Avrupa Parlamentosu (AP) üyesi olan, İspanya’da hakkında yakalama ve tutuklama emri bulunan Puigdemont’un liderliğinde 1 Ekim 2017’de Anayasa Mahkemesinin iptal kararına rağmen yasa dışı bağımsızlık referandumu düzenlenmişti.
Katalonya Özerk Yönetim Parlamentosu da 27 Ekim 2017’de “açıklanması ertelenen tek taraflı bağımsızlık deklarasyonunu” kabul etmiş ve aynı gün İspanya Senatosunda alınan ve Anayasa’nın 155. maddesinin uygulandığı kararla Katalonya’nın özerk hakları geçici olarak merkezi hükümete devredilmişti.
Bu gelişmelerin ardından Puigdemont ve 6 eski Katalan siyasetçi ülkeyi terk ederken, diğer eski Katalan Özerk Yönetim Hükümeti üyeleri ve 2 STK temsilcisi, 2 Kasım 2017’de tedbir kararıyla cezaevine gönderilmişti.
Yüksek Mahkemede tutuklu yargılanan eski Katalonya Özerk Yönetim Hükümeti üyeleri ve STK temsilcilerinden 9’u “devlete karşı ayaklanma”, “kamu parasını kötüye kullanma” ve “devletin kurumlarına itaatsizlik” suçlarından Ekim 2019’da açıklanan kararla 9 ila 13 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmıştı.
İspanya’da Ocak 2020’den beri iktidarda olan sol koalisyon hükümeti, Katalonya sorununa çözüm amacıyla tutuklu 9 Katalan siyasetçi hakkında 22 Haziran 2021’de kısmi af çıkarmıştı.
Son olarak da 30 Mayıs 2024’te de Katalonya’da ayrılıkçı girişimlerde bulunanların eski görevlerine dönmelerine olanak sağlamak için genel af yasası çıkartılmıştı.