İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, “Batının çekmek istediği çukura eğer bu milleti bırakmayacaksak, düşürmeyeceksek, bu sivil toplumun, devletiyle, milletiyle yaptığı çalışmalarla olacak.” dedi.
Anadolu Federasyonu tarafından birçok sivil toplum kuruluşu, akademisyen ve uzmanın katılımıyla düzenlenen Anadolu Buluşmaları Sempozyumu’nun bu yıl 18’incisi gerçekleştirildi.
Kızılcahamam’daki bir otelde dün başlayan ve “insan bozumu”, “küresel sorunlar”, “perspektif” gibi konu başlıklarının ele alınacağı program 30 Ağustos’ta sona erecek.
Sempozyumun 2’nci gününde açılış konuşması yapan Bakan Yardımcısı Bülent Turan, bakanlık faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Turan, terörle mücadelede büyük mesafe alındığını ve son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelenin süreceğini söyledi.
Uyuşturucuyla mücadele konusuna da değinen Turan, bu mücadelenin aile yapısının korunması için büyük önem taşıdığını aktararak, şunları dile getirdi:
“Paris fotoğrafı bize uyuşturucunun evlerde üretilmesinin bile doğal olacağı, satışının yasal olacağı bir fotoğrafı, bir geleceği bize gösterdi. Oysa uyuşturucunun bu millet için, bu insanlık için nasıl bir sorun olduğunu biliyoruz. Aklın, sağlığın, ahlakın yok edilmesinin başlangıcı olduğunu biliyoruz. O yüzden asla zayıflamadan uyuşturucuyla, ailemiz başta, sivil toplum başta, tüm devlet durumlarıyla beraber mücadele etmeyi görev biliyoruz. En ufak satıcısından, en büyük baronuna kadar kim varsa hedefimiz olmak durumunda. O yüzden Avrupa’nın teslim olmasının çok ötesinde bizler bu işi durdurmak için büyük mesai harcayacağız.”
Uyuşturucuyla mücadele konusundaki kararlılıklarını dile getiren Turan, “Mahallelerde çetecilik oynayanlar, mafyavari yapılanmalar, bunlar asla göz yummayacağımız yapılanmalar. Buna ilişkin de Bakanımız Ali Yerlikaya’nın paylaşımlarını biliyorsunuz. Muazzam bir mesafe alındı.” ifadelerini kullandı.
“Kaçak olan hiçbir göçmene rızamız yok”
Göçle ilgili açıklamalarda bulunan Turan, Türkiye’nin yoğun göç faaliyetinin olduğu bir coğrafyada bulunduğunu ifade etti.
Kaçak olan hiçbir göçmenin Türkiye’ye giriş yapmasına rıza göstermediklerini belirten Turan, şunları kaydetti:
“Kaçak olan hiçbir göçmene rızamız yok. Ama yasal, yönetilir her göçmenin de bu ülkeye muazzam bir katkısı olacağını biliyoruz. Sempozyumda tartışmalarınızın bir kısmı göç konusu üzerine olacak diye biliyorum. Lütfen çalışmalarınızı bize de iletiniz, tartışalım, görüşelim. Ama Türkiye’nin göç meselesinin yönetilebilir hale gelmesinin, kriz olmaktan çıkmasının takipçisiyiz. Biz bu milletin aklıselimine, ortak akla güveniyoruz.”
Türkiye’nin büyük bir iddianın dünyadaki taşıyıcısı olduğunu söyleyen Turan, “Bizler de sizlerle bu büyük yapının bir parçasıyız. Sivil toplumun ötesinde bir anlayışla, motivasyonla, iddiayla buradayız. Biz Paris’in karşısında İstanbul’un, Ankara’nın bu toplumun inşasını ortaya koyarken en büyük sivil toplum beslenmesi sizlerden olacak.” diye konuştu.
Turan, “Batının çekmek istediği çukura eğer bu milleti bırakmayacaksak, düşürmeyeceksek, bu sivil toplumun, devletiyle, milletiyle yaptığı çalışmalar sayesinde olacak. Sonuç olarak merhameti savunanlar, vicdanı savunanlar, insanlığı savunanlar Paris fotoğrafını yenecek ve başka bir dünya ortaya koyacak.” dedi.