İnsanlar biraz daha uzun yaşamanın yollarını ararken özellikle 100 yaşını devirenler ayrı bir ilgi ve merak uyandırıyor.
Dünyanın en yaşlı kişisi Maria Branyas Morera’nın önceki günlerde 117 yaşında hayatını kaybetmesi, uzun yaşamın sırrına dair soruları tekrar gündeme taşıdı.
ABD doğumlu bir İspanyol olan Branyas, ailesinin 20 Ağustos’ta yaptığı açıklamaya göre “uykusunda, acı çekmeden, istediği şekilde” hayatını kaybetti.
Lucile Randon’ın 2023’te 118 yaşındayken ölmesinin ardından Branyas, dünyanın en yaşlı kişisi olmuştu. Guinness Dünya Rekorları’na göre 117 yıl 168 gün yaşayan kadın, bilindiği kadarıyla tarih boyunca en uzun süre yaşayan 8. kişi.
4 Mart 1907 doğumlu Branyas, uzun ömrünü “düzen, sükunet, aile ve arkadaşlarla iyi ilişkiler, doğayla yakınlık, duygusal istikrar, endişesizlik, pişmanlık duymamak, bolca pozitiflik ve toksik kişilerden uzak durmaya” bağlıyordu.
Bunlar olumlu ve güzel şeyler olsa da bilim insanları, uzun ömürlü kişilerden alınan tavsiyelere her zaman güvenilmemesini söylüyor.
Brighton Üniversitesi’nden biyolojik yaşlanma uzmanı Richard Faragher, bilim insanlarının bazı kişilerin neden 100 yıldan uzun süre yaşadığını henüz tam olarak bilmediğini belirtiyor.
Faragher iki ihtimal üzerinde durulduğunu ekliyor: şans ve genetik. Branyas da diğer şeylerin yanı sıra bu iki etmene işaret ediyordu.
Bilim insanları bazı insanların sırf şanslı olduğu için uzun yaşıyor olabileceğini tahmin ediyor. Bu nedenle verilen tavsiyeler pek güvenli olmayabilir.
Faragher, 100’ü devirenlerin hayatına yayılan alışkanlıkların, uzun ömürlerinin temel sebebi olmayabileceğini söyleyerek ekliyor:
Günde 60 sigara içerek hayatta kalmış olmanız, günde 60 sigara içmenin için iyi bir şey olduğu anlamına gelmiyor.
Ayrıca genetiğin de önemli bir rol oynadığı düşünülüyor. Ancak bu durumda da verilen önerilerin başkaları için geçerli olma ihtimali düşük.
“Asla ama asla 100’ü devirmiş birinden sağlık ve yaşam tarzı tavsiyeleri almayın” diyen Faragher, şöyle devam ediyor:
Bu kişilerin çoğunlukla (bunlar genellemeler) pek egzersiz yapmadığı görülüyor. Ayrıca çoğu zaman epey sağlıksız besleniyorlar.
Westminster Üniversitesi’nden biyolojik yaşlanma üzerine çalışan Dr. Bradley Elliott da uzun süre yaşayan kişilerden alınan beslenme tavsiyelerine göre hareket edilmemesini öneriyor.
Bazı kişilerin sağlıksız bir yaşam tarzı benimsemesine karşın uzun süre yaşayabileceğini söyleyen Dr. Elliott “Çoğunlukla başarıları duyuyoruz, başarısız hikayeleri asla görmüyoruz” diyor.
Bugüne kadar yapılan pek çok araştırma, düzenli egzersiz yapmak, meyve ve sebze içeren bir beslenme biçimi benimsemek ve sigara tüketmemek gibi alışkanlıkların uzun yaşama giden yolu açacağını gösteriyor.
Bazı bilim insanları da ömrün uzunluğundan ziyade kalitesine vurgu yapıyor.
Birleşik Krallık’taki düşünce kuruluşu Uzun Ömür Merkezi İcra Kurulu Başkanı David Sinclair, 100 yaşını geçenlerle ilgili haberler genellikle iyimser bir atmosfere sahip olsa da bu kişilerin uzun yıllar yalnız yaşamak gibi zorluklarla baş ettiğine dikkat çekerek ekliyor:
Gerçek her zaman göründüğü kadar pozitif değildir.